3.Dünya Savaşı Yakınken Kimin Askeri Olsun İsterdiniz?

Volkan AYDEMİR

Birçoğumuzun çocukluk anılarında savaş oyunları yer alır. Biz 70’li yıllardan sonra doğanlar daha şanslıdır, 60’lılar ve daha öncekilere göre birçok eve televizyon gelmişti. 1980 yılbaşı programını hatırlarım örneğin yayın yapan tek kanal olan TRT’de o zamanın ünlüleri kısıtlı zaman aralığında güzel bir program yapmıştı. Bir sonraki yıl, Yunanistan’ın NATO üyeliğine kabulü uğruna Türkiye’de iktidarı değiştirmek için, ABD’nin tezgahladığı 12 Eylül Askeri darbesi etkisiyle yılbaşı programı vardı. Kısa bir yayın ve disiplin içerisindeydi. Sonraki yıllarda parlatılarak “Telli Turna” şarkısı ve film yapımcılığı ile popüler edilip karşımıza çıkacak sanatçılarda programda baş köşede yer almışlardı.

Sonraki yıllarda özellikle Pazar sabahları saat 10’da başlayan yayın çizgi filmlerin ardından savaş veya Kovboy filmleri gösterimi ile devam ederdi. Tam o yıllarda çocuk olup bu filmlerin etkisinde kalarak sokakta, bahçede savaş veya kovboyculuk oynayanlar şimdilerde orta yaşın ortasındalar.

“Özellikle belirtmek istiyorum henüz yaşlanmış değiller.” bizimkilerin mesaide olduğunda bende mahalleden arkadaşlarla bir tim kurup, Kars Cezaevi mahallerinde olduğu için “mahpushane ordusu” diye isim taktığımız, içinde cici kızların olduğu ordu ile taş savaşları yapardık. Bizde hep erkek çocukları olduğu için serde birazda kendini ispat çabası vardı tabi, (bizim oralarda kişilenmek derler) göze girmek için. Ciddi ciddi taş atardık birbirimize bizim takımdan tencere kapaklarından yapılmış miğfer kullanmadan artistlik yapanlar ve bu yüzden kafası kırılan çoktur.

Üniversiteden yıllarında eklenmiş olan sekiz dikişi saymazsak, kafamdaki beş kırığın üçü bu savaşlardan kalmadır. Bir kırık ise, atlama rampasından sonra havadayken çarpıştığım kızağımın hatırasıdır. Bu arada bizim mahallenin taş ordusunun adı, kooperatif kurduktan sonra topladıkları paraları hiç edip sırra kadem basan insanların mesleğinden ötürü hocalar ordusuydu. Savaşın oyun olanının çocukçası bile bu kadar can yakmışken, barış alternatifi var ise savaş çığırtkanlığı yapmak cinayettir.

ABD’deki seçimler sonrası Trump’ın Putin ile olumlu ilişkilerinin karşısında sürekli defans olan bazı Avrupa ülkeleri liderleri ve özellikle. 19.Yüzyılın başlarından sonra 2. Dünya Savaş’ında itibarını ve gücünü, zayıf devletler üzerindeki etkinliğini yitirmiş Büyük Britanya ve Kraliçenin diğer ülkelere yolladığı madalyalı hizmetkarları özellikle yeni bir dünya savaşı çıkarmak için büyük çaba harcıyorlar. Ukrayna-Rusya gerginliği ile başlayan pasif kışkırtma yerini bölgede 2022’de sıcak çatışmaya bıraktı. Geçmiş yazılarımızda kronolojiden, her iki ülke liderinin sosyo-psikolojisini, teknik bilgi ve vizyonunu sıkça belirtmiştik.

Zelensky’nin dünya basınına yansıyan “Artık Rusya ile barış imzalamalıyız” açıklamasının ardından Rusya topraklarına İngiliz ve Amerikan yapımı uzun menzilli füzeleri ateşlemesi bu savaşın Zelensky’nin iradesinden çıktığını göstermektedir. Çıkacak bir savaşı kendileri için kazanç olarak gören derin dünya güçleri, Trump göreve başlayana kadar ateşe odun atmaktan vazgeçmeyeceklerdir. Tam bu aşamada iki olası senaryo karşımıza çıkıyor. Trump’ın senatoda ve iktidarda etkin olmasını istemeyen FED’çiler kendisine Kennedy gibi bir son hazırlayabilirler.

Yahut bölgede barış görüşmelerinde etkin olmak kaydıyla Trump, Nixon ve Reagan gibi barış kahramana dönüşebilir. Amerikalı stratejistlerin en zayıf noktaları birlikte çalıştıkları devlet adamlarından sürekli bir kahraman yaratmak isterken kendi reklamlarını yapma çabalarıdır. Baydın için bunu yapamamalarının sebebi Soros ve Kissinger arasındaki birinci olma ve yöntem mücadelesiydi.

Rusya’nın baş stratejisti Dugin’in böyle bir çabası yok özellikle kızı Darya Dugin’i kaybettikten sonra iyice derine daldı. Alexandr Dugin hiç yokmuş gibi ama Rusya’da eylem planları ve stratejileri aktif olarak işliyor. Batı dünyasını yumuşak güç olarak belirlediği stratejilerle etkisi altına alan bir Amerika!. Kafkasya’da hakimiyetini kaybeden Fransa ve Ortadoğu’ya yeniden girmek isteyen İngiltere’nin 2.’sinde olduğu gibi 3. Dünya Savaşı oyununa gelir mi bilinmez?

Hatırlanacağı gibi 2.’sinde Almanya ile savaşa girmesi için, Amerika’nın destek garantisini Fransa ve İngiltere Polonya’ya verip, ardından dönemin ABD başkanına savaşa girmesi halinde daimî Milletler Cemiyeti başkanlığı. Senatör mektupları ve senato kayıtlarına göre Demokrat partiden seçilen Roosevelt’in şahsi hesabına 100 milyon dolar aktarılmıştı. Savaş süresince İngiltere birlikte hareket ettiği Fransa’ya ise savaşın en büyük kazığını atmış, Dover limanına demirli Fransız savaş gemilerindeki yaklaşık 1800 Fransız bahriyelisini bir gecede katledip savaş gemisi filosuna yenilerini katmıştır. 2. Dünya savaşından ekonomisi ve savaş enstrümanları perişan halde çıkan İngiltere istediği sonucu elde edememişti.

Büyük ve Britanya hayali ile yeni bir dünya savaşı peşinde koşan Kraliçe’nin hizmetkarları Trump yönetimi devralmadan çok katılımlı bir dünya savaşı hevesi içindeler. Unuttukları veya bilmedikleri şey Rusya ve ABD bu sınavı daha önce Küba Füze krizinde vermişti. Ukrayna savaşının en çok kazananının Rusya-Putin olduğunu tekrar hatırlatmakta fayda var. Hem batının konvensiyonel silahlarını ve kabiliyetlerini öğrenmiş oldu. Hem ordu ve Wagner’ler içindeki muhalifleri temizledi hem de günün şartlarına göre ordusuna cephede harp eğitimi vererek, batı dünyasının gelişen savaş teknolojisine savunma sanayiinde modernizasyon ve teknik argümanlarına yenisini eklemiş oldu.

Dünya politikasında çok meşhur olan bir kanı vardır. Güçlü görünen devletler yenişemedikleri ile mutlaka strateji ortağı olurlar.

Ergenekon kumpasında deneyimli birçok askerimiz aşağılık iftiralarla suçlanıp cezaevlerine atıldı, birçoğu aktif yaşama geri dönemeden şehit oldu. Son günlerde yerli ve milli görünmeğe çalışan, paralel terör örgütü hücrelerinde yetişmiş gazeteci ve sosyal medya şarlatanlarının! Harp okulundan başarıyla mezun olurken resmî tören sonrasında, kendi aralarında; Devletimizin ve Cumhuriyetimizin kurucusu, Kurtuluş savaşımızın Başkomutanı. Halaskargazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleri olacakları üzerine yemin eden genç teğmenlerimizi disiplinsizlikle suçlayarak haklarında soruşturma açılması üzerine yargısız infaz dolu yazılar ithamlar yayınlamaktalar.

Milli Savunma Bakanımıza ve yurtdışı eğitimli politikacılara sormak istiyorum: Kraliçenin askerleriyiz veya Corç Vaşington’un askeriyiz demelerini mi isterdiniz?

Mustafa Kemal ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde Bağımsızlığın ve emperyalizme karşı kazanılmış zaferin simgesidir. Bizler biliyoruz ki; genç Teğmenlerimiz! 15 Temmuz kalkışmasını gerçekleştirmeğe çalışan, çok yıldızlı bayrağa hizmet eden hainler gibi değil.

Türk Ulusunun güvenliği için, Türkiye’nin Bağımsızlığı ve Bütünlüğüne hizmet edecek Ay Yıldızlı Bayrağın askeri olacaklardır.
Bilinmelidir ki:

Üyesi olmaktan gurur duyduğum Türk Ulusunun ferdi olarak, bizlerde Mustafa Kemal’in askerleriyiz!

KALIN SAĞLICAKLA!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.