Ukrayna Krizi, sıcak çatışmaya dönüşünce herkeste “3.Dünya Savaşı Çıkacak” endişesi oluştu. Merak etmeyin, çıkmayacak! Çünkü gözümüzde dağ gibi büyüttüğümüz batı, Rusya ve Çin’le uğraşamayacak kadar zayıf halde.
ABD Trump döneminden aksine artık “dünyanın jandarmasıyım” demiyor, “önce Amerika” diyor. Avrupa Birliğinde Brexit çatlaklığı devam ediyor. Merkel’in siyaset sahnesinden ayrılması, doğal gazda Berlin’in Moskova’ya göbekten değil boğazdan bağlı olması, Fransa’nın ABD karşıtı yaklaşımı Batıyı bu savaşta köşeye sıkıştırmış halde. Dolayısıyla Batının elinde sadece diplomasi sözlüğünden kalan “şiddetle kınıyoruz” ifadeleri kaldı. Neye yarar? Yine de belirtmekte fayda var; ABD ve Rusya tarihleri boyunca hiç birbirleriyle savaşmadı ama savaş sonrası ortada ne varsa birlikte paylaştılar. BM kararlarına bakıldığında da her zaman aynı yönde oy kullandıkları da görülecektir.
Batının ipiyle kuyuya inen Zelenski’nin açıklamalarından da batının nasıl bölünmüş ve köşe sıkışmış olduğunu anlıyoruz. Köşeye sıkışan kedi tırmalar ama batının tırnağı tırmalayacak kadar uzun değil. Bunu Rusya Dışişleri Bakanı Lavron’un, İngiltere Dışişleri Bakanı LizTruss’ı basın açıklaması sırasında kovduğundan da anlayabilirsiniz.
Allah’tan bizim elimizde Montrö Boğazlar Sözleşmesi var. Sözleşme sayesinde Türkiye savaşta kilit rol oynuyor. Bu sözleşme sayesinde Karadeniz’de bir savaş yaşanmıyor. Atatürk nasıl bir deha ise mezarında bile ülkesini ve milletini imzalattığı bir sözleşme ile koruyabiliyor.
Savaşa ne Rusya ne de ABD perspektifinden bakmak gerekir. Çünkü ikisinin de muhibi değiliz. Olaya deyim yerindeyse “Türkiyeci” yaklaşımıyla bakmak en karlısı gibi görünüyor.
Peki Türkiye ne yapacak? Karadeniz’de barışı sağlayan en önemli enstrümanlardan biri olan Montrö sözleşmesine bağlı kalacak. Sözleşmenin 19. Maddesi “resmi” olarak savaş ilanına göre boğazların her iki tarafa da kapatılmasını söylüyor. Yalnız her çatışma savaş değildir! Savaş kabul ediyorsak boğazları kapatalım.
Diyelim ki boğazları kapattık, Rusya Ukrayna’yı işgal etti. Fiilen Ukrayna yok olsa da dünya bunu kabul etmedi. Kâğıt üstünde savaş hala devam ediyor niteliğindedir. Bu nitelik yüz yıl geçse dahi boğazları Rusya’ya kapatabilir miyiz? “Mahallenin tek delikanlısı” olmaya niyetlenmeyelim.
Oldu ki siyasi emelleri için delikanlılık yapmak isteyen oldu. Heveslenmesin. “Boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur.”
Son söz, “Evi camdan olan başkasına taş atmamalı.” Ukrayna savaşı taş atılacak bir savaş değil.