27 Mayıs darbesinin üzerinden yıllar geçti...
Kimileri darbeyi alkışladı, kimileri mağdurlar üzerinden edebiyat yaptı, kimileri de olayın acısını çekti ve çekmeye devam ediyor.
Ama nedense hiç kimse 27 Mayıs darbesinde Kıbrıs’ın kodlarını merak etmiyor!…
Özelikle dönemin Dış İşleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun bu konuda üstlendiği olağan üstü rolleri.
O roller ki kendisini idama götürmüştür.
Peki, Zorlu’yu idama götüren Kıbrıs Çalışmaları nelerdi:
-Zorlu, Menderes tarafından 1954 seçimlerinin hemen ardından Kıbrıs sorunuyla ilgilenmek üzere görevlendirildi ve bu konuda Türkiye'ye büyük katkılar sağladı.
-"Bizim Kıbrıs diye bir meselemiz yoktur." diyen dönemin Dışişleri Bakanı Fuad Köprülü'nün aksine Başbakan Yardımcısı Zorlu, Kıbrıs adasının tekrar kazanılması için büyük bir gayret gösterdi.
-Kıbrıs konusunu incelemek ve politika belirlemek için bir komisyon kuran Zorlu, Kıbrıs'ın Türkiye ile olan bağlarını ortaya koyan belgeleri bir araya getirerek "Beyaz Kitap"ı hazırladı.
-Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki haklılığının tüm dünyaya anlatılması için önemli bir kaynak olan kitap, İngilizce ve Fransızca'ya çevrilerek yabancı temsilciliklere dağıtıldı.
-Kıbrıs halkına büyük destek veren Zorlu, 1958 yılında Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanmasını hedefleyen silahlı örgüt EOKA'nın faaliyetlerine karşı Türk Mukavemet Teşkilatının kurulmasında önemli rol oynadı.
-Bu mücadele, Londra ve Zürih Anlaşmalarının imzalanması, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki haklarının hukuki olarak garanti altına alınmasıyla sonuçlandı. Zorlu, Türkiye'yi, Kıbrıs Türk halkının ve yeni kurulacak Kıbrıs devletinin üç garantör devletinden biri olmasını sağladı.
-Dönemin Yunan Dışişleri Bakanı Evangelos Averof, 5 Aralık 1958'te Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yapılan Kıbrıs görüşmelerini yıllar sonra 1984 yılında, "Davayı kaybettik, Zorlu kazandı. Kıbrıs'ın bağımsızlığa kavuşturulmasından başka çıkar yol olmadığı üzerinde mutabık kaldık." diye anlatmıştı.
Zorlu’nun bu çalışmaları Rum-Yunan terör örgütü olan EOKA’nın sinirleri okadar bozmuştu ki dönemim EOKA Liderinden biri olan Nikos Sampson bu sinir halini şöyle anlatmamaktadır:
“Türkiye Başbakanı Menderes’i öldürmek için yanıp tutuştum, planlar yaptım. Menderes’i öldürmeyi kafama koymuştum. Ama aslında hedefimde kavgacı, bize kök söktüren, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu vardı. Birleşmiş Milletler ‘de filan veya diplomatik pazarlıklarda hep Kıbrıs Rumları aleyhine fırıldak çevirdi. 1959’da Kıbrıs’ı bağımsızlaştırmak ve Enosis’i önlemek amacıyla gerçekleşen Zürih ve Londra Antlaşmalarının perde arkasında hep bu Zorlu vardı. 1958’de Menderes ile Zorlu’yu Atina ziyaretlerinde EOKA olarak vurmayı kararlaştırdık. Ben vuracaktım. Zaten benden başkası bunu yapamazdı. Atina’da köprübaşlarını tuttuk. İngilizler öğrendi ne yazık ki. Hemen Karamanlis’in gizli servisi, ‘Bir halt karıştırırsanız ayaklarınızı kırarız’ diye bizi sertçe uyardılar, biz de vazgeçtik.”
“ŞAMPANYA PATLATTIK”
Sampson “sonra ne oldu?” sorusunu ise şöyle yanıtlar; “Ordu ihtilal yaptı ve Menderes ile Zorlu’yu astılar. O zaman biz şampanya patlattık. Hiç zahmet etmeyip bize verselerdi, EOKA olarak ne güzel asardık… Hele o Dışişleri Bakanı Zorlu da hevesim kaldı.”
Evet, bir teröristin hedef aldığı başbakanımız , efsane bir bakanımız , şerefsiz bir darbe sonucu idam edildi.
Dışımızda ki Sampson’ların başaramadığını içimizdeki CONİ’ler başardılar.
En son 15 Temmuz’da ortaya çıkan bu CONİ’lerin boş duracağını mı zannediyorsunuz?
15 Temmuz hainlerinin kaçmak için ilk adres Yunanistan’ı seçmeleride bu kodların devamıdır.
Yunanistan’ın o hainlere sahip çıkması ise, darbe geçekleşseydi Akdeniz’de bizi nelerin beklediğinin göstergesidir.
Başara bilecekler mi?
Hayır ve asla.
Onlar yine sinsi görevlerine devam etmektedirler.
Bir başbakan ve iki bakanın hayatına mal olan, ülkemizi bir ateşe sokan 27 Mayıs darbesinin gerçek ve gizli sebebi Kıbrıs’tır.
O Kıbrıs’ta hain elle hiç boş durmuyor.
Şuan Kıbrıs görüşmelerini KIBRIS CUMHURİYETİ’ne dönüş olarak hesaplayan ve her türlü tavize hazır olan Akıncı’ya yaptırmak istediklerini başarmayanalar, yarın başka başka kaoslara yol açacaklardır.
Türkiye’nin MAVİ VATAN-SURİYE-LİBYA politikalarını inceleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Dün ADNAN MENDERES ve ekibinin Kibrıs’a bakışına paralel bugün CUMHUR İTTİFAKI aynı görevi yürütmektedir.
Kimse merak etmesin Kıbrıs Türkiye’nin her zaman Ergenekon’undan çıkışı olmuştur, yine öyle olacak ve bu sefer hainlere şehitlerimizin kanları üzerinden şarap içtirmeyecektir.
Bu vesileyle; Adnan Menderes’i, Efsane Bakan Fatih Rüştü Zorlu’yu ve Kırım Tatarı Hasan Polatkan’ı ve bütün demokrasi şehitlerimizi minnetle, rahmetle anıyorum.
Milletimizin hafızası tarihimizin bu ayıbını ve günahını asla unutmayacaktır.
Mekânları cennettir inşallah, ruhları şad olsun.