24 KASIM'IN ÖĞRETMENLERİ

Volkan AYDEMİR

Hikaye Kars’ta geçiyor:

50’li yıllarda, Kars Yusufpaşa mahallesinden çok tanınmış bir ailenin kızını istemeğe giderler.
Büyükler oturur başa. Çaylar servis edilir yanına mürebbesi, Kars pastası ve ketesi, bir tabağada peynir ikram edilir. O dönemde olmazsa olmazıdır misafir ağırlamanı  Kars pastası. Unutuldu yapan yok şimdilerde pek. Damadın kahvesine tuz koymak falan yoktur o zamanlar, zaten kahve yoktur teee Yemenden gelir.
Geçen sosyal medyada bir video gördüm, şimdiki aklı evvel bir kız damadın kahvesine hamsi balığı koyuyor.
Neymiş efendim, damat buna tahammül ederse, çok sabırlı olurmuş.
Daha önceleri adet olunduğu üzere tuz, acı biber ve baharat türevleri, erimiş kaşar gibi tat bozucu gıda maddelerini görmüştüm, çiğ hamsi balığına ilk defa şahit oldum.
Bu yeni nesil sınradan görmelerin düğün ve bebek mevlidlerindeki sonradan görme bayağı işlere alışır olduk ama damat kahvesinde çıta çiğ balıka yükseldiyse, affınıza sığınarak yazıyorum. klozetten alınmış lağım suyuna kadar girmesinden korkar oldum.
Efendim biz hikayemize dönelim.   
Erkek tarafı konuşmaya sabit olarak oğullarını methetmekle başlarlar.
Oğlumuz şöyle iyidir, ahlaklı ve medenidir. Atatürkçü’dür kadın haklarını gözetir. Liseyi Kars lisesinde okuduktan sonra Ankara’da inşaat mühendisliği okumuştur.
İçkisi, kumarı, sigarası yoktur gibi toplumsal değerlendirmede yüz puan alacak konular üzerinden yürümüşlerdir. Derken kızın annesi hiç beklenmedik şekilde merakla ortaya atılır ve derki:

 -Be Cıloyuz??

Yerel ağızın kullanımının açıklamasını yazayım. Kızın annesi diyor ki: bu kadar okumuş, yazmış, Susuz ilçesinde Cumhuriyetin ilk döneminde kurulun çağdaş Türkiye’nin eğitim mimarlarını yetiştirecek olan
Cilavuz Köy enstitüsünü okumamış mı?
Atatürk’ün talimatı ile dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un büyük çabalarıyla 1937’de öğretmen yetiştirmek için Türkiye’de 3 ilde kurulan, Köy ve kırsallardaki insanların eğitim ve öğretimle bilinç dünyalarını zenginleştirmek üzere köy çocuklarını yetiştirip öğretmen olarak mezun eden. Sanat, bilim, zirai bilgisi, ağaç ve duvar ustalığı Müfredat programını içeren eğitim veren sonrasında, bu ülkenin çocuklarının ABD’ye peşkeş çekilmesi anlaşması olan Fullbrıght anlaşmasına ve Truman doktrinlerine kurban verilerek, 27 Kasım 1947’de enstitü bölümü kapatılan Cilavuz:Güzel Çiçek köy enstitüsü o dönemlerde halk arasında bölgede bilinçli ve uygar insan yetiştirmede referans olarak kabul ediliyordu.
Bizim öğrencilik yıllarımızda Öğretmen lisesi olarak eğitime devam eden Kars’ın Susuz ilçesindeki Cilavuz
Bölgedeki en büyük komplekse sahipti. İlgi duyanlar için yazayım;  Cilavuz Eğitim Enstitüsü mezunu saygıdeğer Öğretmen Mustafa Yamen amcamızın, yine kendisi gibi Susuz Öğretmen Okulu mezunu ve öğretmen olan oğlu müzik öğretmeni, belgesel yapımcısı Çağatay Taşkın Yamen’in çekmiş olduğu. Hala hayatta olan dönemin canlı tanıkları, Köy enstitüsü mezunlarının röportajlarıyla sizi dönemin harikuladeliğine götüren.
 “Son Enstitülüler” belgeselini mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum.
Ben izlerken hüznü ve coşkuyu aynı anda yaşadım.
Bu vesile ile;
Çağdaş ve Bağımsız Bir Türkiye fikri ile: Öğrencilerine üretmeyi, uygar ve ahlaklı birey olmayı, çalışmayı, bilime ve ulaşmanı  yollarını öğreten.
Başöğretmenimiz Mustafa Kemal ATATÜRK ilke ve inkılaplarına ve Cumhuriyet ilkelerine bağlı kalan,
bütün öğretmenlerimizin.

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun!

KALIN SAĞLICAKLA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.