TSK’ya “sızmış”, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, devletin kurum ve kuruluşlarına, ayrım gözetmeksizin vatandaşın üzerine mermi, bomba yağdıran darbeci olmanın bile ötesinde iğrenç bir güruhun yaşattığı 15 Temmuz dehşetini ne kadar idrak edebildik?
Bu cani, eli kanlı FETÖ'cü güruh, sözde islami değerlerle hareket ettiğini söyleyen soysuz, sopsuz, vatansızlardır.
Türk Devleti’nin ve Türk Milleti’nin azılı ve ebedi düşmanlarının aşağılık uşakları ve onların yol açıcılarıdır.
15 Temmuz gecesi aziz milletimiz ve devletimiz, toprağa gömdüğümüzü sandığımız Sevr ile yeniden yüzleşmiştir.
15 Temmuz, Cumhuriyet tarihimizde sıklıkla bilinen darbelerle bile kıyas kabul etmez bir yok oluş projesidir.
Büyük resim budur.
Allah korusun FETÖ’cü diye bilinen bu cani çete eğer başarılı olsaydı, ülkemiz bugün hala kanla doluyor, iç savaş ile boğuşuyor ve en önemlisi işgal ediliyor olabilirdi.
İşte o zaman hangi demokrasiden, hangi insan haklarından, hangi hak, hukuk ve adaletten bahsediliyor olacaktı.
Devleti, kurumları çökmüş bir ülkenin kaderini bugün Irak’ta, Suriye’de görüyoruz işte.
Batı’nın Türkiye için biçtiği kader de elbette bundan farklı olmayacaktı.
Türk Milleti bir bütün olarak bu çizilen kahpe kaderi çıplak elleriyle yırttı attı.
Devletimizi ve milletimizi Allah korudu.
Bunun farkında olmayan, hala kendi iç meseleleri, kişisel ikbal kaygılarıyla olayları yorumlama gayretinde olanlar var.
Türkiyemizin bugün elbette pek çok meselesi, derdi, sıkıntısı var.
Dün siyasetin tıkanmışlığından, tek başlılığından, demokrasiden, insan haklarından, yargı güvenliğinden, ekonomik zorluklardan, gelir dağılımındaki adaletsizlikten, terörden, bölücülükten yakınıyorduk.
Yarın da bu meselelerin varlığından dert yanıp, çözümlerinin peşinde olacağız.
Ancak bugün, Yenikapı’da yaşanan "bir olma, iri olma, diri olma" şuurunu baltalamak için içte ve dışta büyük bir uğraş var.
ABD, AB yani Batılı emperyalistlerin Türk Milletine yönelik yok etme planları hala dipdiri canlı ve ensemizde iken kısır iç kavgalara yeniden dönmenin kimseye bir faydası olmayacaktır.
Devletin ve milletin tüm yapılarının içine “sızmış”, hiçbir ölçüsü olmayan, milletin ve devletin düşmanı bu eli kanlı cani çetenin tüm unsurları temizlenmeden hiç kimseye huzur ve rahat bir uyku yoktur.
Solcusu, sağcısı, İslamcısı, liberali, ülkücüsü kimlik ve kişiliklerini kaybetmeden, Türk Devleti’nin varlığı ve birliği üzerine olan inancını ortaya koymalıdır.
Elbette ki, dışarıdan ve içerinden Türk Devleti ve Türk Milleti’nin düşmanları tüm uğraş, fitne ve oyunlarını oynamaya devam edecektir.
FETÖ’cü yapılanmanın tüm unsurları bu işi sulandırmaya, kendilerini gizlemeye, ülkemizi yeni kaos ve kargaşalara sürüklemeye uğraşacaktır.
Ama karşılarına kimliğimizle var olduğumuz birliğimiz ile çıktığımızda, bunların bütün oyunları boşa çıkmaya devam edecektir.
Bugün Kurban Bayramı…
Bayramı büyük bir huzur ve güven içerisinde kutlayabiliyoruz çok şükür.
Kurban Bayramı öncesinde ülkemizi ve aziz milletimizi kurban etmek isteyenleri asla unutmamalı ve affetmemeliyiz.
Türk Milliyetçileri ve ülkücüleri kendi kör oyunlarına kurban etmek isteyenlere fırsat ve aman vermemeliyiz.
Türk Milliyetçilerinin, ülkücülerin kurumsal yapılarını gözbebeklerimiz gibi korumalıyız.
15 Temmuz’da ve sonrasında yaşadığımız gerçekler, geçmişte yaşanan sıkıntı, eleştiri ve suçlamaları geçersiz kılmıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Milleti’nin geleceğinin garantisidir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli herkesin bir tarafa savrulduğu bir süreçte, 15 Temmuz’da iradesini büyük bir kararlılıkla Türk Milletinden ve Türk Devleti’nden yana ortaya koymuştur.
Ayrıca, FETÖ’cülerin sulandırmalarına da geçit vermemiş, gözaltına alınanlara kendisine olan tüm muhalefete rağmen “şahsen kefil” olmuştur.
Bunu görmek ve hakkını vermek her ülkücünün, Türk Milliyetçisinin bir onur borcudur.
O yüzden, amasız, fakatsız, lakinsiz; öncelikle Türk Milleti’nin bir evladı, ülkücü ve Türk Milliyetçisi olarak kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.
Kurban Bayramımız kutlu olsun.
Allah devletimize, milletimize, MHP ve Ülkü Ocaklarımıza zeval vermesin.
Haydi bayramlaşalım...
Hakan Sönmez siyasetcafe.com