Bu millet ve bu milletin evlatları nasılda 15 Temmuz'da topyekûn canlarını can pazarına koyarak güzel vatanımızı ve gelecek nesillerimizi korumuş ve dahili, harici bedbahtlara fırsat vermemiş ve bunu canlarını vererek ispat etmişlerdir.
15 Temmuz vatan sevdasının ve inanç ruhunun zaferidir.
15 Temmuz birliğin, dirliğin, dayanışmanın, yardımlaşmanın, insafın, çıkarsızlığın ve vatan savunmasının zaferidir.
15 Temmuz'da farklı düşüncelerden, farklı siyasi görüşlerden ve farklı mezheplerden olmalarına rağmen bir hedef uğrunda yan yana durup kendilerini FETÖ terör örgütünün satılmış uşaklarına siper etti bu millet ve bu milletin evlatları.
15 Temmuz, millet olarak birliğin ifadesidir. Siyasetçisi ile öğretmeni ile alimi ile esnafı ile pazarcısı ile kadını, erkeği, yaşlısı, genci ile her kitleden insanların birlik mesajı verdikleri günün adıdır 15 Temmuz.
15 Temmuz'da öyle bir destan yazılmıştır ki, bu destanda madde manaya, zulüm hakka, zorbalık dayanışmaya, çapulculuk kardeşliğe, fitne iman ve ihlasa yenik düşmüştür.
15 Temmuz birliğin, beraberliğin, dayanışmanın, kardeşliğin, fedakârlığın, vatanımız ve gelecek nesillerimizin yarınlarını düşünmenin ruhudur.
Bu millet bu gün 15 Temmuz destanını anmakla kalmayıp bu destandan, sebep ve nedenlerinden dersler ve ibretler almalıdırlar. Hepimizin bu noktaya çok dikkat etmesi ve 15 Temmuz destanından doğru hisseleri çıkarması gerekir.
FETÖ ve avanesi kırk yıl boyunca neler ile nasıl bozuk kimliklerini, münafıklıklarını saklayarak milyonlarca insanı aldattı. Bu nedenler medyada, konferanslarda, seminerlerde, camilerde, okullarda konuşulmalı ki gelecek nesillerimiz benzeri konularda oyuna gelmesinler, aldatılmasınlar.
Uzun yıllarca terörist başı FETÖ, elinde kutsal kitabımız Kuran ile insanları hep aldattı durdu. Memleketimizin askeri teçhizatları ile akıllarını ve kendilerini karanlık odaklara satanlar ile memleketimize, vatanımıza ihanetler ettiler. Her türlü iğrençliği yaptılar. Münafıklık yaptılar. Mezhep yobazlığı yaptılar. Harici kafalı olup kutsal değerlere saldırdılar. Emevi mirasını horlatmaya çalıştılar. Bağnazlık yaptılar. Müslümanların ve güzel ülkemizin hayrını istemediler.
Medyalarında nefret dili kullanarak inançlı, inançsız ayrımları yapıp, Sünni Şii konularını tek taraflı ve mezhep taasubu ile konu edip milleti ayrıştırma gayreti içinde oldular. Halkı körükleme gayreti içinde oldular. Provokatörlük yaptılar. Emperyal odaklara hizmetçi oldular.
Ülkemizde ve bölgede en fazla mezhepsel fitneleri ve kargaşalıkları görmek isteyen ve arzulayan FETÖ ve FETÖ'cüler oldular.
FETÖ ve zihniyetinin alçak emellerine başta devletimizin yetkilileri, kahraman halkımız ve canlarını can pazarına sunan bu vatanın yiğit evlatları şehadetleri ile etten adeta setler ördüler.
FETÖ ve şürekası darbe girişimini güzel vatanımızla birlikte kendileri gibi inanmayan Şialar aleyhindede yapmışlardır. Yani FETÖ melunu darbe girişiminde Şiaları da liste başına almıştı. Neden mi? Çünkü Ehlibeyt camiası olarak bizler hiç bir zaman FETÖ mel'ununa alim, hoca, din adamı gözüyle bakmadık. Onu daima harici zihniyetli mezhep bağnazı bir şarlatan olarak gördük. İşte bu bakış; Ehlibeyt Şiasının basiretli bakışıdır ve buda önemli bir farktır.
FETÖ, Ehlibeyt alimlerinden bazılarının isimleri ile birlikte bu fakirinde aralarında 120. sırada yer aldığım 250 kişilik "Tevhid-Selam Örgütü" diye bir kumpas listesi hazırlamıştı. Şayet başarılı olsaydı bizler şu anda ya mezarda yahut karanlık zindanlarda olmuş olurduk.
Melun FETÖ ve zihniyetine karşı bizler daima 15 Temmuzu unutmamalı, unutturmamalı ve muhataplarımızı bu yönde aydınlatmalı, meşum olan bu darbe girişiminden dersler, ibretler almalı ve vefa borcu olarak 250 şehidimizi her zaman hayırla yad etmeliyiz.
FETÖ ve zihniyetine karşı can siperane canlarını can pazarına sunan, mücadele eden bu vatanın yiğit evlatlarına bin selam olsun...
Selam ve dua ile