100 yıllık Meclis, 7 bin yıllık töre

Selçuk DÜZGÜN

Atilla Papa'nın adamıydı,

Bilge Kaan Çin ajanıydı,

Fatih Hristiyan’dı,

Kanuni haremden çıkmadı,

4.Murat içkiden öldü,

Abdülhamit Kızıl sultandı,

Atatürk İngiliz ajanıydı…

Ulubatlı Hasan hayal ürünü,

Baltacı Mehmet Katerina' ya aşkından savaş kaybetti,

Enver Paşa hayalciydi,

İsmet Paşa samanlıkta saklandı,

Seyit Onbaşı çobandı,

Kara Fatma böcekdi,

Şahin bey aslında bir kuştu...

Ömer Halis Demir aslında FETÖcüydü!

Bu saçmalıklara inanan sürüye tarih dersi vermek beyhude bir uğraş olsa da belki aralarına katılmış birkaç safa ışık oluruz diye, TBMM’nin kuruluşunun 100. Yılında iki kelam edelim.

Tarihte kurduğumuz her devletimiz biri birinin devamıdır.

Bu devletler 23 Nisan 1920’ye gelene kadar hanedanlıkla ve töre ile…

1920’de ise yıkılmış imparatorluğun küllerinden meydan çıkan halk iradesi ile devam etmektedir.

Büyük Hun Devleti’nden başlayan maceranın son adresidir Türkiye.

TBMM Türk tarihinin 100 yıllık töresidir.

O töre konuşunca millet konuşuyor demektir.

Son devletin son kurucu lideridir Mustafa Kemal ATATÜRK

Mete Han’daki kan ve fıtrat neyse, onun son temsilcisi ATATÜRK’de aynı fıtrat vardır.

Dün namusunu haysiyetini ÇİN entrikalarına teslim etmiş, Bizans oyunlarına kurban etmişlerin bu gün ATATÜRK’ü anlamamaları veya düşmanlık etmeleri normaldir.

ATATÜRK’ün her eserinin yıl dönümü geldiğinde kin kusmaları da bir kan meselesidir.

Neymiş efendim; 

Atatürk Osmanlıyı yıkmış yerine kendi devletini kurmuş, bunu yaparken de İngilizlere hizmet ediyormuş.

Neymiş efendim; 

Kurucu Meclis demokratik değilmiş. Çünkü bir tane bile gayrimüslim milletvekili yokmuş.
Olan zındık bırak gayrimüslimi, Müslüman kılıklılar bile o dönem şeytana uymuştu, manda ve himaye diye cirit atıyorlardı. 

Bunların mantığıyla yola çıkarsak Osman Bey de Selçukluyu Bizansla anlaşarak yıktı ve kendi devletini kurdu öyle mi?

 Allah belanızı versin emi.

Peki, olaya nasıl bakmalı?

Atila’dan Oğuz Kağan’a, Bilge Kağan’dan Sultan Alparslan’a, Osman Gazi’den Fatih Sultan Mehmet Han’a, Sultan Abdülhamid Han’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hepsi bizim ve hepsi biziz. 

Biz tarihin seyrini değiştiren Türk Milletiyiz..!

Biz tarihe bu açıdan bakarız.

Bize göre Türk tarihi bir bütündür, ayrım yapan haindir.

Atatürk gökten zembille inmiş biri değildir, Osmanlı Devletinin son 200 yılındaki ıslahat hareketlerinin Cumhuriyetle vücut bulmuş şeklidir.

Türkiye Cumhuriyeti kos koca Türk tarihinin son uç beyidir.

Atatürk’te son Başbuğu.

O başbuğ kadar başınıza şeref düşsün emi.

Düşerse belki biraz insafa gelirsiniz.

Atatürk’e “Ingiliz ajanı” diyen 5.Kol ajanları size karşı duamız şudur; “Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın”

Evet!

Türkiye Büyük Millet Meclisi 100. Yılında ama 7 bin yıllık bir geleneğin son şeklini tarif etmektedir.

Ve bu tarif yeniden doğmak anlamına denk gelen bir mana ile hikâyesini çocuklara bayram olarak hediye etmiştir.

Tüm dünya çocuklarını içine katması da bir Kızılelma hikâyesidir.

Öyle ise;

Sevinin küçükler, övünün büyükler, kudurun çaşıtlar…

 23 Nisan Kutlu Olsun!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.