Resmen haraca bağlamışlar! Süleymancılar Euro ile 'Aidat' toplamış: İşte belgesi

40 yıl Süleymancıların içinde yer aldıktan sonra tarikattan koparak yaşadıklarını kitaplaştıran Zekayi Işın, sosyal medya hesabı Twitter'dan Süleymancılar ile ilgili bomba bir belge paylaştı.

Işın, tarikatta yer aldığı süre zarfında Süleymancılara Euro ile aidat ödediğini iddia etti ve bu iddiasını belgeledi.

Işın, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

'Süleymancılara 2003'te sadece aidat olarak verdiğim paranın faturası 7900 Euro. Hadi inkar etsinler bakalım....!!!'

İşte o belge:

DİYANET’İN TARİKATLAR RAPORUNDA SÜLEYMANCILAR

Diyanet’in çok konuşulan tarikatlar raporunda Nakşibendilerin bir kolu olan Süleymancı tarikatına ilişkin şu ifadeler yer alıyordu:

“Süleymancılar da tek kişinin adı üzerinden gelişen bir grup olmalarına rağmen Süleyman Hilmi Tunahan’ın görüşleri yazıya geçmediği için bunların dini anlayışları daha geniş ve geleneksel İslam klasikleri çerçevesindedir. Ama bu yapının en önemli özelliği çoğu cemaatlerde gördüğümüz gizli yöntemlerle bağlılarının sadakatini ebedileştirmektir. Bu açıdan onlar da Nurculara benzemektedir; yani kapalı devre çalışıp, müntesipleriyle cemaatin ilişkisini şeffaf olmayan bir tarza büründürüp sadakati bu şekilde güvence altına almaktadırlar. Nurculardan farkları ise bir tek ismin yazıları üzerinden dini öğretilerini şekillendirmemeleridir…

Süleymancılarla ilgili olarak, onların, birtakım yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantısı olduğu iddialarının ciddiye alınması ve yeni bir FETÖ ile karşılaşmamak için gerekli incelemelerin yapılması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.”

SÜLEYMANCILARIN BİLİNMEYENLERİ

Süleymancılar tarikatı içinde geçirdiği 40 yılını “Süleymancılık-Cemaate Adanmış 40 yıllık Hüsran” isimli kitabında anlatan Zekayi Işın verdiği bir söyleşide tarikatın yapısını, hedefini, 15 Temmuz darbe girişimi sırasındaki tutumunu, FETÖ ile temaslarını ve TSK’ya bakış açısını anlatmıştı.

Zekayi Işın söyleşide Süleymancılarla ilgili şu bilgileri vermişti:

* Kitabınızda abiler, bölge abileri gibi sıfatlar geçiyor. Süleymancılar içinde nasıl bir hiyerarşi var?

En alttan en üste kadar görevlendirme Türkiye’de şu şekilde oluyor;

-Mahalle grup başkanı, onun altında 30-40 ihvan var.

-Grup başkanları her hafta yurda gidip hocaefendiden talimatları alır. Örneğin Eskişehir’de 10 tane yurt var. 10 yurdu 10 mahalleye bölmüşler. Grup başkanları bulunmuş oldukları yurttaki hocaefendiye bağlıdır.

-Yurtlardaki hocaefendiler de o ilin en büyük abisi kim ise ona bağlıdır. Yani il abisine. Türkiye’de her ilin ayrı bir abisi var. Partilerdeki il başkanları gibi. Bu abiler de İstanbul’daki ‘yeryüzü meleği’ denilen abiye bağlılar. (sohbetlerde 'büyüyüğümüz', ‘yeryüzü meleğimiz’ diye bahsederler)

-‘Yeryüzü meleği’ de manen Süleyman Efendi’ye bağlı.

-Almanya’da ise grup başkanları yok. Şubenin başındaki hocaefendi ihvanı yönetir. Almanya’da her eyaletin sorumlu başkanı vardır. Bunlara bölge temsilcisi deniyor. Şubelerdeki hocalar o bölge temsilcisine bağlılar. O bölge temsilcisi de Köln merkezdeki abiye bağlı. O abi de yine İstanbul’daki ‘yeryüzü meleğine’ bağlı.

* Bir abiyle (‘Yeryüzü Meleği’) görüşmek için nasıl bir yol izlenir?

Dışarıdan birisi doğrudan ulaşamaz. Ancak bulunmuş olduğu bölgedeki hocaya gidecek. Ama ıhvanlar kendi bağlı bulundukları hocaefendiye ulaşmadan bölge temsilcisine ulaşamazlar. Bölge temsilcisi de Köln merkeze, o da İstanbul’a başvuracak ki ancak öyle abiyle görüşebilirsin.

* Atamalar nasıl yapılıyor?

Almanya’da Köln merkez atamaları kendi yapıyor, İstanbul karışmıyor. Talimata uymayan kişi hangi görevde olursa olsun, anında görevden alınıyor. ‘Sizin başınıza çöp dahi koysak ona itaat edeceksiniz’ denir. Bu teslimiyet olmasa cemaat dağılır. ‘İtaat etmeyen kişi sürüden ayrılan bir koyun gibidir’ derler.

* Abiler özel hayatınıza karışıyor mu?

Abilerden izinsiz çocuk dahi yapamazsınız. Türkiye’ye tatile gidince abiden izin almadan gidemezsiniz. ‘Yol selameti’ olarak para vereceksin ki gidebilesin. Vermeden gidersen başına bir olay gelebilir. İstanbul’da Süleyman Efendi’nin mezarına uğramadan gelirsen kurban parası vermek zorunda kalırsın ceza olarak.

* Basınla yaşadığınız bir anınızdan bahsetmişsiniz kitabınızda…

2017 yılında Kurban Bayramı’nın üçüncü günüydü. İstanbul’a izne gitmiştik. Kafamda hep bu sorunlar vardı. ATV’nin merkezine gittim. Bir programda teşkilatın iç yüzünü anlatmak istediğimi söyledim. Beni bir muhabirle görüştürdüler. Süleymancılarla ilgili belgeleri gösterdim. Haber değerinde olduğunu söylediler. ‘Ama Süleymancılar deyince biraz düşünmek lazım. Seni canlı yayına çıkardığımızda, bir bakan veya bir milletvekili ararsa zor durumda kalırız’ dediler. ‘Fotokopileri alalım, biz sizi ararız’ dediler. Daha da aramadılar.

* Süleymancıların basın organları var mı?

Bunların sistemi gizli. Televizyonları, gazeteleri yok. Ufak bir tane dergileri var sadece. Bir de yayınevleri var. Gazeteye, televizyona çıkmak yasak. ‘Biz deşifre olursak bizi yok ederler’ diyorlar. Gizlilik üzerine kurulmuş bir teşkilat bu.

* Eşinizle ‘cemaat evliliği’ yapmışsınız. Süleymancılar içinde sırf bu işle ilgilenen belli kişiler var mı?

Var. Bölge idaresi içerisinde güzel konuşabilen, hitabeti iyi olan, hanımı da aktif olan bir kişiye böyle bir görev verilir. Bir kişinin kızı varsa ve evlenme çağına gelmişse abiye bildiriyor. ‘Benim kerimem var. Bizim bölgeden biri olursa daha iyi olur. Evlendirmek istiyoruz, haberiniz olsun’ gibisine. Kızla oğlan bir sefer birbirini görüyor. Sonra ertesi gün dini nikâh kıyılıyor.

Bireyler teşkilat dışı evlilikler yaparsa bu kişilerin cemaatten kopacakları kaygısını taşıyorlar. 15 Temmuz’dan sonra cemaat evliliği biraz gevşedi. Abiye tamamen itaat edenler bunu yapıyor. Dışarıdakiler çok fazla uymuyor.

* Bu tarikatın hedefi ne?

Fetullah’ın neyse bunların da o ama kendileri hedeflerini şöyle açıklıyor: Bizim hedefimiz Türkiye’de herkes Süleymancı oluncaya kadar uğraşmak. Şu anda biz cihat dönemindeyiz. Hedefe ulaşana kadar yalan da, faiz de caizdir. Her yol mübahtır. Hedefe ulaştıktan sonra İslami kuralları uygulayacağız.

* TSK’ya yönelik bakış açısı nasıl?

Sevmezler, dinsiz derler. Askere mecburiyetten dolayı giderler. Askerin içinde varlar ama çok değil. Sohbetlerinde ‘askerler içinden de içimize alıyoruz ki falanca binbaşı da Süleymancı deyip bize dokunmasınlar’ diye anlatırlardı. ‘Askerin içinde yer almazsak bizi yok ederler’ düşüncesindeler.

* Süleymancılar 15 Temmuz’da nasıl bir tavır aldı? 

15 Temmuz’da talimat geldi. ‘Yurtlarda camlardan dahi bakılmayacak. Abiden haber gelinceye kadar bir şey yapmayacaksınız’ denildi. ‘Sokağa kesinlikle çıkılmayacak, beklenilecek’ diye emir geldi. Şu anda bana sağlam kaynaktan gelen bilgilere göre, 1500-2000 arası FETÖ’cünün Süleymancıların içine girdiklerini duydum. Ben bunları tasdikliyorum. 2005 yılında Eskişehir’de yurdun bahçesini yaparken o zaman Fetullah Gülen’in talebeleri de bizim yurtta kalıyordu. Bana garip gelmişti bu durum. ‘Niye bunları bırakıyorsunuz, bize uymuyorlar’ diye sorduğumda abiye, ‘Bunlar da bizim yurtta kalacaklar’ yanıtını vermişti. O zaman sanırım bir işbirliği vardı da bize söylemiyorlardı.

15-20 sene öncesinde sohbetlerde Fetullah Gülen için ‘şerefsiz’ diyorlardı. Bize sohbetlerde öyle diyordular ama abiler yukarılarda anlaşıyordu demek ki. Şimdi taşlar yerine oturuyor.'

Siyasetcafe.com