Pınar Gültekin davasında kritik gün! Katil zanlısı Cemal Metin Avcı'nın ifadeleri kan dondurdu
Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i öldüren tutuklu sanık Cemal Metin Avcı ile kardeşi Mertcan Avcı'nın yargılanmasına başlandı.
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Cemal Metin Avcı ile kardeşi Mertcan Avcı, Gültekin'in yakınları, Muğla Barolarının temsilcileri, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, kadın hakları derneği üyeleri ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada jandarma ve polis ekipleri tarafında geniş güvenlik önlemi alındı. Davayı takip etmek isteyen Pınar Gültekin'in yakınları, okul arkadaşları ve çok sayıda kadın dernekleri üyeleri de adliyeye geldi.
ÇAPRAZ SORGU OLACAK
Bugünkü çok önemli olduğunun altını çizen Epözdemir, "Bugün iki sanık dinlenecek. Çapraz sorgudan doğrudan sorular soracağız. Müştekiler ve 10 sanık dinlenecek. Ara kararlardan rücu isteyeceğiz. Çünkü dosyaya hiçbir şey katmayacağını düşünüyoruz. Başsavcılık makamından dosyanın tevdiini isteyeceğiz ve esas hakkında mütalaanın verilmesini isteyeceğiz. Bugün en önemli duruşma olacak. Adalet Bakanlığı talebimizi olumlu karşılarsa iki dosya birleşecektir. Sanıkların SEGBİS'le dinlenme talebini kabul etmedik. Çünkü sanıkların jest, mimik ve vücut dili çok önemlidir. Münevver Karabulut cinayetinde bile olağanüstü bir durum yaşarken Cem Garipoğlu salona geldi ve çapraz sorguda sorular sorduk. Umarım bugün adaletin tecellisine katkı sunacak karar verilir" diye konuştu.
Avcı'nın ek ifadesi
Avcı ek ifadesinde, Akyaka'da Pınar Gültekin'in evinde iki erkek tarafından cinsel istismara uğradığını, o anların fotoğraflarının çekildiğini, Pınar Gültekin'in bu görüntüleri kullanarak kendisinden tehdit ve şantajla aylarca para istediğini iddia etti.
'Vücudumda eller hissettim
Avcı ek ifadesinde, "İlk olarak anlattığım her şey doğru. Fakat anlatamadığım, daha doğrusu anlatmaya utandığım birçok eksik var. Hala utanıyorum yazarken. Çünkü namusum, şerefim söz konusu. Ama bunları size anlatmak zorundayım" diyerek Pınar'ın Akyaka'daki eve taşınma sürecini anlattı. Nakliyatçıya parayı kendisinin verdiğini söyleyen Avcı, "Beni sürekli Akyaka'daki eve çağırdı. Ben de en son 'Tamam' dedim ve gittim. Eve girdim. Amacım 30 dakika oturup gitmekti. Aldığım şarabı açmaya başladı. Bana 'Evi gezsene' dedi. Dolaştım, üst kat balkon derken, 2 bardak şarabı koymuştu. 'Araba kullanacağım içemem' dedim. 'İç bir bardaktan bir şey olmaz' diye ısrar etti. İçmeye başladık. Hemen içip gideyim diye düşünürken, şarap bitmek üzereyken başım dönmeye başladı. Gözüm kararıyordu, hareketlerim ağırlaştı. Sanki nefes alamaz gibi oldum. Ne oluyor falan derken gitmişim, bayılmışım. Vücudumda eller hissediyordum" dedi.
'Uyandığımda tüm vücudum ağrıyordu'
Avcı ek ifadesinde şunları söyledi:
"Ameliyat olduğumdaki gibi bir histi. Baygındım, gözlerim açılmıyor, kendimde değildim. Kendime geldiğimde koltukta çırılçıplak yatıyordum. Pınar beni elleriyle sarıyor 'Hadi uyan, karın arayıp duruyor telefonu' diyordu. Ayıldım, ama tüm vücudum ağrıyor. Hızlı tepki veremiyor, anlayamıyordum. 'Hadi' diyor. 'Karın sürekli arıyor, kalk kalk hadi' diyordu. Ben 'Ne oldu' dedim. 'Bu halim ne' dedim. 'Seviştik, uyuyakaldın' diyordu. 'Ben asla uyuyakalmam ne oldu' diyordum. Saat olmuş 23.30 civarı. Neredeyse 3,5 saattir kendimde değildim. 'Ne yaptın ne içirdin bana, uyuşturucu mu hap mı' diyorum. 'Yok bir şey' diyor. Ama tüm vücudum ağrıyor. Söylemesi zor ama kalçamın arka bölgesi de ağrıyordu. Hesap soracaktım ama karım sürekli arıyor diye yola çıktım. Yolda karımla konuştum işle alakalı. 'Depodaydım telefonu duymadım' falan dedim. İş yerime gelerek Pınar'ı aradım. 'Ne oldu ne yaptın, ne içirdin, ne yaptın sen bana' diye. 'Ben yarın geleceğim uzatma yarın konuşuruz', şu bu diye telefonu kapattı. Tartıştık telefonda, telefonu yüzüme kapattı. Ben çırılçıplak sevişir gibi fotoğraf çektiğini düşünüyorum daha ötesini düşünemiyordum."
'Fotoğrafta çıplak yüzüstü yatıyordum'
"Ertesi gün iş yerime geldi. 'Üst kata oturalım' dedim. Aşağıya, cam kenarına en kalabalık yere oturdu. 'Çabuk anlat' dedim. 'Önce bira söyle' dedi. Bira geldi. 'Bunu sen istedin, benimle birlikte olup kurtulabileceğini mi sandın, sen bunu istedin. Oysa okulum bitene kadar ben burada oldukça metresin olabilirdim. Daha güzel olabilirdi. Bana bakacaktın, güzellikle değilse şimdi zorla bakacaksın' dedi. Telefonu çıkardı bana 3 tane fotoğraf gösterdi. Ben çıplak yüzüstü yatıyorum. Arkamda bir erkek, yüzü fotoda gözükmüyor. Cinsel organı arka tarafımda. Diğeri ben yan şekilde ayaklarım ayrı arkamda yine erkek üzerime doğru. Diğer fotoğrafta ise hem o şahıs, hem erkek önümde, arkamda erkeğin yüzü gözükmeyecek şekilde. Şahıs esmerimsi gibiydi. Az tüylü göbek yok denecek kadar az. Tüm hatırladığım bu."
'300 bin liradan fazla verdim'
Avcı, "Görür görmez elindeki telefona yapıştım, elini kıracaktım neredeyse sinirden. 'Bırak bağırırım' dedi. 'Fotoğraflar başkasında da var' dedi. Tartışıyoruz ama dükkan kalabalık olduğu için hiçbir şey yapamıyorum. Başımdan aşağıya kaynar sular inmişti. Şahıs bana bakacaksın okulum bitene kadar, yoksa bu fotoğrafları sosyal medyada yayınlarım, hem senin, hem babanın iş yerine, eşinin iş yerine bastırıp bastırıp dağıtırım. Tüm Muğla sokaklarının direklerine asarım' dedi" diyerek Pınar Gültekin'e bu süreçte 300 bin liradan fazla para verdiğini, bazı mafyatik grupların kendisini tehdit ettiğini iddia etti.
'Parayı verip, fotoları almak için yayla evine götürdüm'
"Borç batağına girdim. Hala bir sürü borcum var. O yüzden son zamanlar iyi geçinmeye çalışıp fotoğrafları almak istiyordum. Benden telefon almamı istedi. 'Ben zaten Muğla'ya geleceğim, geldiğimde sana haber vereceğim' dedi. Bana telefonu ve her ihtimale karşı parayı hazırlamamı söyledi. Karım görmesin diye telefonu yayladaki eve bıraktım. 'Beni AVM'den al' dedi. Yanıma 19-20 bin lira para aldım. Parayı verip fotoları alayım diye. Yayla evinde telefonu ve parayı vererek fotoları istedim. 'Çık hayatımdan' dedim. 'Bana ömür boyu bakacaksın' diyerek bağırıp çağırdı. Çantasından bıçak çıkarıp boğazıma doğru salladı. Hiç beklemiyordum. Kurtulmak için dirseğimi siper etmeye çalışırken kolumu bıçak kesti" diyen Avcı, Pınar'ı öldürdüğü anları yeniden anlattı ve telefonu fotoğrafların görülmesini istemediği için kırdığını ekledi.
'Bir erkek için çok zor'
Avcı, "Ayrıca 19 Temmuz Pazar günü Pınar'ın kardeşi S. Gültekin beni aradığında WhatsApp'tan bir sürü cevapsız çağrı vardı. Sonra ben normalden aradım. İyi ki de normal aramışım. Kaydı çıkar. S. Gültekin, 'Kardeşim seni sürekli tehdit edip para alıyordu. Tamam kardeşimin yaptığı doğru değil biliyoruz ama kardeşime ulaşamıyoruz. Sen biliyor musun' dedi. Yani benden tehdit ve şantaj ile para aldığını tüm ailesi de biliyordu. Bu anlattıklarımı en başından anlatamadığım için çok özür dilerim. Her şeyi doğru ama eksik anlatmıştım. Çok utanıyorum anlatamadım. Hala utanıyorum. Bir erkek için çok zor" dedi.
Burada tartıştıklarını söyleyen Avcı, "Cebimden bir tomar para çıkardım. 20 bin lira para. 'Al, bunu da al. Bana telefonunu, çekilen fotoları ver' dedim. Ama o 'Benden böyle kurtulamazsın daha araba alacaksın' dedi" ifadelerini kullandı.
Pınar Gültekin'in çantasından çıkardığı bıçakla boğazına hamle yaptığını iddia eden sanık Avcı, "Şaşırdım dirseğimle kendimi korumaya çalıştım. Dirseğim kesilince vurdum, yere düştü, kafasını yere çarptı. Düştükten sonra bir tane daha vurdum. Kafasının altından kan akıyordu. Donup kaldım. Nabzına baktım nefes almıyordu. Tepki yoktu. Boğazına sarıldım, sıktım" dedi.
'Varile koydum, odun koydum yanmadı'
"Olayları ailemin öğrenmesinden, Muğla'nın öğrenmesinden korktum" diyen Avcı, "Yarım saat dondum kaldım. Hiçbir şey yapamadım. Aslında hemen polisi ambulansı arasam böyle olmayacaktı. Ama çok korktuğumdan yapamadım. Sonrasında aklıma şey geldi. Bunları yaparken de bilinçsizlik vardı. Orada yaylada çöpleri hurdaları yaktığımız varil vardı. Varili eve soktum. Sonra Pınar'ı varile sokacaktım. Elimden kaydı. İp vardı. İpi boğazına doladım. Bir ipi de ayağından. Varile ters koydum Pınar'ı. İçine odun koydum. Yakmaya çalıştım. Pınar'da yaşam belirtisi yoktu. Bayağı odun koydum yanmadı. Hiç yakalanmayacağımı düşündüm bu şekilde" diye konuştu.
Eve gidip kanlı tişörtünü yıkadığını anlatan Avcı, "Pınar'ın telefonu vardı, bıçağı vardı. Arabaya koydum eve gittim. Üstümü değiştirdim. Kanı deterjanla çitiledim" dedi.
'Benzin döktüm, bir anda parladı'
Mahkeme başkanının "Raporlarla anlattıklarınız uyuşmuyor. Eşiniz neredeydi?" sorusu üzerine sanık, "Eşim işteydi. Ondan sonra oradan çıktım. Akyaka'ya doğru gittim. Pınar orada oturduğu için Akyaka'ya girmeden geri döndüm. Pınar'ın telefonunun sim kartını kırıp attım camdan. Benzinlikten benzin aldım. Yayla evine gittim. Varili bahçeye çıkardım, evde yanmamıştı, duman altı oluyordu. Üzerine benzin döktüm. Bir anda parladı" dedi.
Olayın ardından kardeşini arayıp yaylada depoda sayım yapmaya çağırdığını öne süren Avcı, şöyle devam etti:
"O geldi. Eşim aramıştı, tartışmıştık. Kardeşime 'Benim eve geçmem lazım, sen sayımı bitir' dedim. O sıra varil bahçede için için yanıyor. Hiç yakalanmayacağımı düşündüğüm için en azından olay günü akşama kadar sayım yaptığım imajı vermeye çalıştım. Kardeşim de tanık olacaktı bana. Gittim ben geri geldim. Yayla evinde bahçede varile biraz daha odun ekledim. Akşam 23.00 gibi tekrar geri gittim. Varil hala yanıyordu. Üzerine su döktüm söndürdüm. Sonra, varili aşağı indirdim. Bira deposunun içine soktum varili. Kapattım kilitledim tekrar iş yerine döndüm. Çocuklar 'Dolapta bira kalmadı, bira alalım' dediler yaylada depodan. Kardeşime de gel dedim bana yardım et. Kardeşim motorla yaylaya gitti. Ben de arabayla geldim. Depoya ben girdim. Biralar alındı vs. Çocukları bıraktım sonra evlerine. Pınar'ın telefonunu, eşyalarını, bıçağını sonra farklı farklı yerlere attım."
Ertesi gün varili palete koyup yayladan araçla çıktığını ve bir yamaca gittiğini anlatan Avcı, "Orada inşaat artıkları da vardı. Paleti çektim arabadan. Bir anda çekince yuvarlandı varil. Paleti geri koydum arabaya. Sonra evde üstümü değiştirip işyerime gittim. Çalıştım. Jandarma beni ifadeye çağırdı. Elinde bana dair bir şey yoktu. İfade bittikten sonra dayanamadım. En son her şeyi anlattım. Varilin olduğu yere gittik, sonra kelimesi kelimesine anlattım" dedi.
'Çok pişmanım, benim de hayatım bitti'
Olaydan dolayı pişman olduğunu savunan Avcı, "Ne olursa olsun ben çok pişmanım. Benim de hayatım bitti. Öldürme gibi bir amacım asla olmamıştı. Bugüne kadar 300 bin liradan fazla Pınar'a para gönderdim. Zorla benden aldı daha doğrusu" diye konuştu.
Kardeşi de ifade verdi
Duruşmada daha sonra katil zanlısının kardeşi Mertcan Avcı ifadeye vermeye başladı.
Avcı ifadesinde şunları söyledi: "Depoda sayım için bağ evine gittim. Çalıştım. Abim ateşi alevlendirmek için bir şeyler koyduğunu söyledi varile. Kokoreçler bozulmuş. Onları yaktığını söyledi. Daha önce de çöp falan yakıyordu. Sorgulamadım. Ben varile hiç gitmedim. Depoda çalıştım. İşimi bitirdim. Abim geldi, ben çıktım gittim oradan.
Akşam bardaki çocuk biralar bitti dedi. Abim de gidelim bağ evinden bira alalım dedi. Gittik bağ evine bira aldık. Başka bir şey yapmadık.
Tutuklu yargılanıyorum. Olayla ilgili hiç bir alakam yok. Ama okula devam edemiyorum. Okuldan atılmamam için bana ev hapsi verin, derslerime odaklanayım. Medyada hakkımda bir sürü haber çıktı zaten. Bir hayat kurmak istiyorum ama sokağa nasıl çıkacağım onu da bilmiyorum."
Ağırlaştırılmış müebbet isteniyor
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Cemal Metin Avcı'nın "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı'nın ise "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
LÜTFEN BU LİNKİMİZİ TIKLAYARAK YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN
siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.