Nihat Genç denen küfürbaz haddini aştı...

Siyasetcafe'de bugün yayınlanan "Veryansın TV’de 'Bildiriyi niçin ilk biz yayınladık' açıklaması" haberimiz üzerine Nihat Genç, editörlerimizi telefonda arayarak iki kelime edemeyecek durumda, sinirli bir halde ve normal bir kişiye, hele Nihat Genç düzeyinde bir kişiye yakışmayan galiz küfürlerle, o haberin niçin yapıldığının hesabını sormaya kalkma hadsizliğinde bulundu.

Haberimiz, dün gece Veryansıntv sahiplerinden gazeteci Erdem Atay'ın Halk TV’de yaptığı açıklamalaraydı.

Erdem Atay'ın 104 Emekli Amiral Bildirisini niçin yayınladıklarını ve niçin 'ilk' yayınlayan olduklarını anlatan açıklamalarını izleyen binlerce kişi gibi biz de gerçekten "tuhaf" bulmuştuk.

Erdem Atay gibi mangalda kül bırakmayan bir gazetecinin, "Biz yayınlamazsak başkası yayınlasaydı..." diye başlayıp "’Cuntacılar hareketlendi' vurguları ile galeyana getirmiş olsaydı şu anda bambaşka bir şey konuşuyorduk. Veryansın TV metnin noktasına dokunmadan yayınlayarak aslında oluşabilecek bir kumpası önledi." demesi -ve böylece bildiriye veriliş biçimine göre değer/etki biçmesi- normal bir açıklama kabul edilebilir mi?

Nihat Genç’in şiddetle takıldığı şey, haberin kendisi değil, editörlerimizin kapak haberde "Veryansıntv'de tuhaf 'Bildiri' açıklaması"ndaki "tuhaf”aydı!

İnternet haberciliğinde, yazılı basından farklı olarak 'yorum-haber' normal karşılanır ve her editör haberini süslemek dikkat çekmek böylece haberini daha çok kişiye okutmak ister. Tıpkı Veryansıntv'nin birçok haberindeki kapak gibi...

Siyasetcafe kimseden emir almaz, kimseden korkmaz; 'Yüce' Türk milletinin hizmetinde doğruları yazar! Kimsenin emriyle, cürmü kadar yer yakacak tehdidiyle haber kaldıracak, haberinin hesabını verecek bir haber sitesi değildir.

Siyasetcafe editörleri bu doğrultuda sonuna kadar özgürdür; bizden ilk aldıkları öğüt, doğru bildiklerini kimseden korkmadan haber yapmalarıdır.

Nitekim Siyasetcafe'de, Veryansıntv'de de görülen -ve haber değeri taşıyan- yanlışlar haber yapılmıştır. Kimseye özel tavrımız ve karşı tutumumuz yoktur.

Siyasetcafe'nin (HDP karşıtı görünüp HDP'li yazar barındıranlar gibi) ikiyüzlülerle, yalanla dolanla, cesur görünen korkaklarla, hele hele tehditkâr küfürbazlarla işi olmaz! Pabuç da bırakmaz.

NİHAT GENÇLE ARAMIZDA GEÇEN TELEFON GÖRÜŞMESİ

Nihat Genç'in aradığı Siyasetcafe imtiyaz sahibi sayın Mürteza Öztürk'le arasında geçen konuşma aynen şöyledir:

-Ben Siyasetcafe’yi arıyorum. Nihat genç ismim.

-Buyurun, Ben Mürteza Öztürk

-Bizim hakkımızda daha önce de haber yaptınız.

-Hangi haber?

-Onu geçelim. Bugün yaptığınız haberdeki “tuhaf” kelimesini neden yazdınız?

-Açıklamadaki tuhaflığı belirttik.

-Siz bizi hiç aramadınız, burada mücadele veriyoruz. Biz namusluyuz. Böyle yazanlara s... git diyoruz.

Genç, bu çirkin ifadelerden sonra telefonu kapattı ve sonraki aramalarımıza da yanıt vermedi.

Öztürk konuşma ile ilgili şunları söyledi:

“Ben Nihat Genç’i şahsen tanımam. Basından tanıdığım biridir. Rehberimde kayıtlı olmayan bir numara aradı, açtım. İsminin Nihat Genç olduğunu söyleyen kişi, direk sitedeki haber ile ilgili konuşmaya başladı.

Şimdi bir gazeteci düşünün, ki biz Nihat Genç’i gazeteci diye biliyoruz. Ancak bir sokak serserisi gibi haber sitesinin sahibini arıyor, selam kelam demeden, karşı tarafı dinlemeden anlaşılmaz ve bozuk bir Türkçe ile bir şeyler söylüyor ve küfür ederek telefonu kapatıyor.

Bu tür aramaları, mesajları genelde klavye ve telefon kabadayıları yapar. Basit, çirkin ve korkakça bir tepkidir. Aynı zamanda bırakın gazeteci kimliğine, insana yakışmayan bir tavırdır. Nihat Genç, “biz namusluyuz” diyor. Biz ona namussuz demedik. Şahsı ile ilgili bir haberimizde olmadı. Bu ahlaksızca saldırının temelinde kendi psikolojik durumu, kişilik bozukluğu vardır galiba.”

Siyasetcafe olarak bu konuşmayı habere taşımayı hiç istemezdik, ancak Nihat Genç, telefonlara cevap vermeyince mecbur kaldık.

Nihat Genç'e sözümüz şudur:

Bu çirkinliğinin hesabının bir gün mutlaka sorulacağını bilmelisin!

İlgili haber:

Siyasetcafe.com