Meyhaneden çıkmayan Tebliğcilerin ucu ABD'ye uzanıyor!
Barlara, pavyonlara, meyhanelere de giderek insanları rahatsız eden tebliğcilere ilişkin dikkat çeken bir yazı yayınlandı.
Barlara, pavyonlara, meyhanelere giderek insanları rahatsız eden tebliğcilerle ilgili "apolotikler" söylemi ilk olarak CIA'nın Türkiye ve Ortadoğu Masası'nın eski şefi Graham Fuller tarafından ortaya atıldı. Tebliğciler Wikileaks belgelerinde de kendilerine yer edindi.
Tebliğcilere ilişkin dikkat çeken bir yazı Evrensel'den Hakan Güngör kaleme aldı.
Tebliğcileri daha iyi anlamak için hikayenin uluslararası yanına bakmak gerektiğini ifade eden Hakan Güngör, "Çünkü dünya üzerinde milyonlarca müridi olan, WikiLeaks belgelerinde adı geçmiş, koronavirüsün kadınların kıyafet tercihleri nedeniyle insanların başına geldiğini iddia eden bir cemaat var karşımızda." dedi.
Hakan Güngör şunları kaydetti:
"Tebliğcilik, 1920’lerin ikinci yarısında Hindistan’da ortaya çıkan dini bir akım. Kurucusu Muhammad İlyas al-Kandhlavi’ydi. Cemaatin en görünür faaliyetlerinden biri, adı üstünde tebliğ.
Tebliğ Cemaati’ni araştırmak için aylarca içlerinde kalan Sosyolog Agnès De Féo’nun aktardığına göre, erkekler ayda üç gün ve yılda kırk gün, kadınlar üç ayda bir üç gün ve yılda iki hafta huruç etmeli, yani seyahat edip tebliğde bulunmalıydı.
Yani bu tebliğ faaliyetleri, aslında süreli birer görevdi.
Konu da zaten tam burada düğümleniyordu; birincisi “tebliğ” apolitik bir eylem miydi, ikincisi adlarının geçtiği olaylar sadece tebliğlerden mi kaynaklıydı?
GRAHAM FULLER’İN İDDİASI VE GERÇEKLER
Cemaat hızla büyürken, kimileri Tebliğcilerin “politik” bir yanının olmadığını iddia etti. Bunu söyleyenlerden biri, CIA'nın Türkiye ve Ortadoğu Masası'nın eski şefi Graham Fuller’di.
Fuller, 2002’de Foreign Affairs’e yazdığı “The Future of Political Islam” başlıklı makalede Tebliğ Cemaati için “barışçıl ve apolitik” diyordu. Aynı yazıda Fuller, Nur Cemaati için de apolitik ifadesini kullanıyordu.
Bu konuda Fuller’in bir “referans noktası” olamayacağı açıktı. Fethullah Gülen’in yeşil kart alması için ABD mahkemesine tavsiye mektubu yazan Fuller’in iddiasının aksine Tebliğ Cemaati epey politik haberlerle gündeme geldi.
WIKILEAKS BELGELERİNDE TEBLİĞCİLER
Tebliğ Cemaati’nin başını ağrıtan en önemli gelişmelerden biri, 2011’de yayımlanan WikiLeaks belgeleri oldu. WikiLeaks belgelerinde, el Kaide ajanlarının seyahat belgeleri elde etmek ve barınmak için Tebliğ Cemaati’ni kullandığı yazıyordu.
Bu iddia ortaya atılırken cemaat üyeleri de iddiaların gerçek dışı olduğunu söylemeye koyuldu.
Voice of America’da yayımlanan “Are Conservative Muslim Tablighi Jamaat Pacifists or Extremists?” başlıklı haberde FBI Direktör Yardımcısı Michael Heimbach tarafından ifade edilene göre, “ABD’de önemli bir Tebliğ Cemaati varlığı” söz konusuydu ve yine Heimbach’a göre el Kaide, cemaati insan toplamak için kullanmıştı.
Aynı yapıyla ilgili CIA şefi başka, FBI direktör yardımcısı başka düşünüyordu. En azından başka konuşuyordu diyelim…
İNGİLTERE’DEKİ VAAZLARDA TÜRKÇE ÇEVİRİ
İşin garip tarafı, sadece ABD’de değil, İngiltere’de de Tebliğ Cemaati haberlere konu oluyordu. Tebliğcilerin faaliyetleri başka soruşturmalarda da geçiyordu.
The Guardian, 2016’da Tebliğ Cemaati’ni konu ettiği izlenim yazısında, 7 Temmuz 2005’te Londra’da düzenlenen bombalı eylemi hatırlattı; bombalı eyleme katılanların ikisinin cemaatle bağlantılı bir camiye gittiğini yazdı. Hapisteki bir bomba eylemcisinin de Tebliğ toplantılarına katıldığını belirtti.
Yazıda, Tebliğ Cemaati’nin faaliyetlerinin güvenlik güçlerince izlendiği, “geçen haftaki terör baskınlarında zanlılardan bazılarının tutuklandığı bölgeye yakın bir sanayi sitesinde sıkı korunan toplantılar düzenledikleri” ifade edildi.
Yani Tebliğciler, FBI dışında, İngiliz iç istihbarat teşkilatı MI5 tarafından da yakın takibe alınmıştı.
Yazıya göre, yeni bir tebliğ yolculuğuna çıkılacaktı ve bu yolcukta üniversite kampüsleri de vardı.
Evet, Tebliğcilerin yoğun faaliyet gösterdiği yerlerin başında üniversite kampüsleri geliyordu. Ama bu konuda bir yasaklamayla da karşı karşıya kaldılar.
2016’da Hindistan’ın Pencap bölgesinde Tebliğ Cemaati’nin üniversite kampüslerinde vaaz vermesi yasaklandı. Cemaat üyelerinin kampüslerde kalması da yasaklar arasındaydı.
The Guardian’daki yazıda, söz konusu toplantıda vaizin cümlelerinin birkaç tercüman tarafından simültane çevrildiği, çevrilen dillerden birinin de Türkçe olduğu belirtildi.
Yani İngiltere’deki vaazlara katılanlar arasında Türkiye’den üyeler de vardı.
ANADOLU AJANSI’NDAKİ ANALİZ
Cemaatin uluslararası medyadaki karşılığına odaklandığımdan örnekleri de bu yayınlardan verdim ama Tebliğciler konusu Türkiye’de de ses getirdi. Tebliğ faaliyetlerinin yanı sıra, Kazakistan’da, Özbekistan’da, Rusya’da faaliyetlerine karşı açılan davalar Türkiye medyasına da yansıdı.
İlginçtir, bu konuda analiz yayınlayanlardan biri Anadolu Ajansı oldu. “Dünyanın en büyük İslami cemaatinde tehlikeli bölünme” başlıklı, Mehmet Ali Büyükkara imzalı analizde şu ifadeler kullanıldı:
“Tebliğcilerin vize sorunu yaşamadan ülkeler arası dolaşım imkanı bulmalarının, bazı uluslararası terörist unsurları bu kisveyi kullanmaya sevk ettiği düşünülüyor. Diğer taraftan, 2001’de ayakkabılarında sakladığı patlayıcılarla bir uçağı infilak ettirmeyi deneyen Richard Reid ile (Amerikalı Taliban olarak meşhur) John Walker Lindh’in, radikal gruplarla temas kurmadan önce Tebliğ Cemaati faaliyetlerinde bir süre vakit geçirmiş olması, bu endişelere kaynak teşkil etmişti.”
Analiz, şöyle devam ediyordu:
“Ancak bu oluşum, geçmişte Afganistan, Bosna, Çeçenistan gibi alanlardaki bağımsızlık mücadelelerine bile kayıtsız kalan ve bu yüzden siyasal İslamcı yöntemleri benimseyen teşkilatlarca kıyasıya eleştirilen bir cemaattir.”
CEMAAT LİDERİNDEN KADIN DÜŞMANI SÖZLER
Tebliğ Cemaati tartışmaları bunlarla da bitmedi. Cemaati yeniden medyanın gündemine taşıyan olay Nisan 2020’de gerçekleşti.
Cemaat lideri Tarık Cemil, Nisan 2020’de yaptığı açıklamada koronavirüsün kadınların giyim tercihlerinden ve dans etmesinden kaynaklandığını söyledi!
“Müslümanın kızı böyle edepsizlik, gençler böyle ahlaksızlık yaparsa Allah’ın azabı böyle bir ümmete olur” dedi. Tarık Cemil, üniversitelerin gençleri yanlış yönlendirdiğini dile getirdi. “Dinden uzaklaştırıyor” diye konuştu.
Tarık Cemil’in kadın düşmanı sözleri büyük tepki gördü.
APOLİTİK DENİLEN YAPININ POLİTİK MESELELERİ
Tüm bunlardan sonra tekrarlamakta fayda var.
Apolitik denilen bu yapının, iddia ya da gerçek, “politik” meselelerinin listesi oldukça uzun.
Tebliğciler konusunu tartışırken, 200 ülkede faaliyet gösteren uluslararası bir örgüt olduğunu unutmamak gerekiyor. Öte yandan mevcut iktidarın ideolojik ve gündelik baskılarının bir tamamlayıcısı gibi hareket ettiklerini görüyoruz.
Ne hikmetse kadın cinayetleri konusunda Tebliğcilerin tebliğlerini işitmiyoruz ama kadınları hedef alan açıklamalarını bizzat liderlerinden duyuyoruz.
Haksızlıklara, istismarlara ya da baskılara karşı sözlerine rastlamıyoruz ama insanların ne içtiğine, ne kutladığına karşı söylemler geliştirdiklerini görüyoruz.
Tebliğ için insanları katleden yapıları değil, insanların eğlendiği alanları tercih etmek, tebliğ için seküler kesimleri seçmek hiç de apolitik bir tutum değil.
Öyleye soruyu da tekrarlayalım:
Tüm hikaye sahiden “nazikçe tebliğ”den mi ibaret?
TÜRKİYE’DE YAPILANMA 1950’LERDE BAŞLADI
Tebliğ Cemaati’nin Türkiye’de bilinen ilk faaliyetleri 1950’li yıllarda başladı. Başka tarikat ve cemaatlere de yol açan Demokrat Parti’nin iktidara gelişiyle palazlanmaları da herhalde tesadüf değil.
Cemaatin ilk faaliyet alanı İstanbul Hasköy’deki Arbacı Alanı’ydı. Ardından İstanbul Sultançiftliği’nde faaliyetlerine devam ettiler. 1983 yılında ise hâlâ cemaatin merkezi olarak görülen Mescid-i Selam Camii inşa edildi.
Murat Demir’in “Tebliğ Cemaati ve Tebliğ Cemaati’nin Türkiye’deki Faaliyetleri” adlı tezinde aktardığına göre, söz konusu dönemde Pakistan’dan Türkiye’ye tebliğci grup geldi. Faaliyetler sürdü ve 1967 senesine kadar kadrolar toplandı. 1967’de ise Türkiye’den bir grup Pakistan’a gitti ve cemaatin Türkiye’deki yapılanma süreci hız kazandı."
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.