Cumhurbaşkanı'na hakaret davasında karar: Beraat ettiler

Cumhurbaşkanı'na hakaret davasında karar: Beraat ettiler

Müjdat Gezen ile Metin Akpınar Cumhurbaşkanı'na hakaret suçlamasıyla yargılandıkları davada beraat etti.

Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar katılmazken, taraf avukatları hazır bulundu. Sanık avukatları, müvekkillerinin beraatini talep ederken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı şikayetlerinin devam ettiğini söyledi.

CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇUNDAN

 

Davayı karara bağlayan mahkeme, suçun maddi unsurlarının somut olayda gerçekleşmemesi nedeniyle sanıkların "Cumhurbaşkanı’na hakaret" suçundan ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.

Beraat kararı sonrası Müjdat Gezen'den ilk açıklama

KRT TV canlı yayınına bağlanan Müjdat Gezen, şu açıklamaları yaptı:

-Bana bunlar benim ülkemde hiç olmaması gereken şeyler olarak görünüyor. Demokrasi ile yönetilen ülkede bir insan, bir söz kullanıyor. Ne diyor? 'Haddini bil' diyor. O söz kendisine kullanıldığı zaman 5 seneye yakın hapsi isteniyor. Bu gerçek dışı, böyle bir şey olmamalı. 

-'Bedel ödeyecekler' diyor, ertesi gün eve polis geliyor. Bizi sabahın köründe adliyeye götürüyorlar. Oradan bir karar çıkıyor ki, her hafta biz karakola gidip 'kaçmıyoruz' diye hesap veriyoruz. Bu ülkeden kaçmayacak 2 kişi varsa Metin Akpınar ve Müjdat Gezen'dir. 

-Kimin kaçacağını, kimlerin kaçacağını, kimlerin kaçtığını benim gibi çok kişi de biliyor zaten. Ben burada doğdum, burada büyüdüm, burada öleceğim. Her şeyimi bu insanlara, bu halka borçluyum. Daha borcumu da henüz ödemiş değilim. Onların bizi 61 sonra bile destekleyip, arkamızda durması az buz bir nimet değildir, bir sanatçı için.
Benim üzüntüm ülkem adına. Dış basın geliyor, soru soruyor. Çin radyosu, İsveç radyosu, Alman televizyonu; genellikle de beyanat vermemeye çalışıyorum. Çünkü burada oldu, burada kalsın istiyorum.

-Kenan Evren döneminde tutuklandım, böyle bir şey yaşamadım. Onun için bizi yönetenlerin dikkatli olmaları lazım. Siyasetle uğraşanların hoşgörüsü 4 misli fazla olması gerekir. Bu dönemin hoşgörü ile uzak yakın ilgisi olmayan bir dönem. Bir anlamda da iyi oluyor diyebilirim, iktidarlar sonlarını böyle hazırlarlar. Ne kadar fazla giderse sonu o kadar erken olur. 

 

siyasetcafe.com

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.