CHP'li vekil Yüksel Taşkın, 15 Temmuz'un yıl dönümünde KHK'lılara af istedi
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin 7. yıl dönümüne yaklaşırken CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın'dan şaşırtan bir açıklama geldi. Taşkın, FETÖ'yle iltisaklı olan KHK'lıların sorunlarının giderilmesi gerektiğini öne sürdü.
SİYASETCAFE.COM'U THREADS'TE TAKİP EDEBİLİRSİNİZ
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin 7. yıl dönümüne yaklaşılırken yüreklerdeki acılar hala tazeliğini koruyor.
Sokaklara çıkan milyonlar, darbeci askerlere dur diyerek demokrasiye sahip çıktı.
Acı dolu o gecenin izleri hala devam ederken CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın'dan şaşkına çeviren bir açıklama geldi.
Taşkın, 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümü yaklaşırken Meclis kürsüsünden söyledikleriyle tepki çekti.
TBMM Genel Kurulu'nda söz alan CHP'li Taşkın, FETÖ'yle iltisaklı olan KHK'lıların affedilmesini istedi.
Gittiği her yerde KHK'lılarla karşılaştığını iddia eden Taşkın, siyasetçilerin bu konuda üzerine düşeni yerine getirmediği iddiasında bulundu.
Taşkın konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi:
"Uzun süredir KHK’lıların mağduriyetini dinliyorum ve anlatmaya çalışıyorum. Bu konuda biz siyasetçiler üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiremedik ve başarılı olamadık, hem muhalefete hem de iktidara bu anlamda eleştiri getirebilirim. Şöyle bir sıkıntımız var ne zaman bu mağduriyeti dile getirsek ki, Anadolu’nun her yerinde KHK mağdurlarıyla karşılaşıyoruz. Ne zaman bu mağduriyetlerden bahsetsek herkes kendi mağduriyetine sevdalı. Herkes kendi mağduriyetinden bahşediyor. Mağduriyet yarıştırmaya başlıyoruz. Artık bu duygudan çıkıp empati ve diyalog kuralım. Çünkü darbe iklimi elbette, biz bu darbeyi CHP olarak lanetledik eleştirdik. Elbette darbe ikliminin ardından bazı konuları konuşmamız kolay değildi. Ama artık bir normalleşme yaşamamız gerekiyor, bu olağanüstü inanılmaz mağduriyetlere neşter vurmamız gerekiyor. Burada tabii iktidara çok büyük pay düşüyor. CHP olarak bakın 130 bin kişi kamudan atıldı, irtibat ve iltisak yüzünden hukukumuz karman çorman edildi. Bu iki kavramın Türk hukuk sisteminde yeri yoktur ve bu sistemler yüzünden yakılan canlar vicdanlarda yük oluşturmaktadır. Aynı fiili gerçekleştirmiş bir kişi devlette siyasette yükseliyor önü açılıyor, herhangi bir vatandaşsa garibansa ölüme terk ediliyor. Bunu çözmemiz lazım. Suçun bireyselliğini önemsemeliyiz, bu yüzden intihar edenler var. CHP’nin tutumu çok nettir, biz evrensel hukuk ve vicdan çerçevesinde bakıyoruz. Bu nedenle 2018 seçim bildirgemiz bu bakımdan zengin maddeler içeriyordu. Bir tanesini okuyayım, o halden mağdur olan yurttaşların evrensel hukuk ve demokratik değerler çerçevesinde gidereceğiz demişiz. Partim bu konuda son derece tutarlı bir tutum takınıyor, takınmaya devam ediyor. Gelin bu konuda adımlar atalım bize, siyasetçilere bu görev düşüyor. Biz hamaset değil siyaset yapmakla yükümlüyüz. Burada hamasete çok yükleniliyor, neredeyse her partiden sözcüler kendi ideolojisi deklare ediyor. Adeta ideolojik bir iman tazeleme var burada."
Öte yandan kamuoyunda sık sık yer alan KHK'lılar bugün mağdur kesim olarak gösteriliyor.
Oysa gerçek bambaşka.
KHK'lılar olarak adlandırılan grubu 15 Temmuz'daki Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kanlı darbe girişiminden sonra devletin içine yuvalanan terör örgütü üyeleri oluşturuyor.
Bilindiği üzere kanlı darbe girişiminin ardından FETÖ ve PKK gibi terör örgütleriyle ilişkisi bulunan isimler Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile görevden uzaklaştırılmıştı.
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.